28 Temmuz 2012 Cumartesi

What the hell !?

Bozburun'a gitmek tam bir delilik aslında. Çünkü gitmesi 4,gelmesi de 3 saat sürüyor.

Her neyse,bozburuna gidebilmek için sabahın 5.30'unda uyandım.Güzelce bir duş alıp açıldım. Canım pek istemese de yolda bayılmayayım diye biraz abur cubur tatlı bir şeyler yedim.

Marmaris - Datça yolunun o çok da sevmediğim yokuşunu çıkmak bu sefer 1 saat sürdü -daha önce 1,5'tu.-

Zaten o yokuşu çıktıktan sonra işler keyifli bir hal kazanıyor. Çünkü yol ya düz,ya da yokuş aşağı.
Geçen sefer kamyonun üzerime sürdüğü yere bu sefer biraz korkarak geldim,2-3 saniyede bir arkama dönüp baktım. Eh olur ya. Manyak bir değildir. -Sütten ağızı yanmak da denilebilir benim için-

Değirmenyanı tarafı sisliydi. Yolun en dibinden gittim ki çakılda bisikleti düz tutmak hiç de kolay değil.


Değirmenyanı'nı geçtikten sonra yol ayrımı geliyor. Datça ya da Bozburun - Selimiye...
bknz:
 

Orhaniye yolundan devam ediyoruz. Orhaniye insanı uyuyor,eh normal denilebilir çünkü saat 7.45 henüz. (gülücük)
Orhaniye yolları süper,rahat. Sabah olduğundan boş da. OOOOOHHH MİSSS.

Biraz ilerledikten sonra -2 ya da 3 km sonra- denizi görüyorum. Ve duruyorum tabi,birkaç fotoğraf çekmeliyim.


Neyse devam ediyoruz,burdan sonraki durağımız KIZKUMU zaten pek de bi' mesafe kalmadı.

Martı Yatch Marina'yı geçtikten sonra keyfimiz keyif.
Kızkumunda birkaç fotoğraf çektim ama hiçbiri Kızkumu'nun o yürüme yolunu -denizin ortasındaki kırmızı yol- belli etmedi. Annemin fotoğraf makinası -bknz. dijital ve megapixeli düşük- biraz kötü olduğundan,olmadı tabii. Ah baba ah,fotoğraf makinamı yanına almasaydın güzel şeyler olacaktı.

Her neyse,Kızkumu'ndan sonra TURGUT KÖYÜ var. Turgut Köyü'ne çıkan bir yokuş var ki. Sormayın. Canım çıktı. Ki havada ısınmaya başlamıştı.Saat sekiz buçuğu geçmişti herhalde.

Turgut köyü- Bozburun yol ayrımına geldiğimde saat 9.15'ti.Yokuşu çıkmak zorladı.Epey zorladı.

Şelale ve ondan sonra nihayet Bozburun'daydık. Az kalmıştı yolum. İşin kötü tarafı saat 9.30 ve benim suyum bitti. Evdeki termometreden bu saatlerde havanın 35 derece olduğunu hatırlıyorum hayal meyal.

2 damla su içebilmek için suyun içindeki buzu yaladım (gülücük).

Şelale'yi geçtikten sonra artık ya Bozburun'a varırım ya da döner Şelale'de kahvaltı ederim ordan sonra da Kızkumu'na dönerim dedim.Dememe kalmadı BOZBURUN -SELİMİYE yol tabelasını gördüm. -Yüzümdeki minnet ifadesini görmeliydiniz.-


Her neyse Bozburun'a vardıktan sonra geçirdiğim 5 saati size anlatmayacağım. Deniz süper berraktı.Onu bilin yeter.


Saatler sonra yemeğimi yedikten sonra 16.30 gibi ordan çıktım. Bozburunda bir yokuş var ki akıllara zarar.
3 km ve %20 den fazla eğimi var sanırım.Oraya inmek 2,5 dakikaydı fakat ÇIKMAK!
40 dakikamı aldı. Ve gelirken bütün yol boyunca ne kadar terlediysem,aynı teri o yokuşu çıkarken boşalttım.
Geri dönüş güzeldi. Yokuş aşağı çoğunlukla. Turgut ve Martı Marina'yı saymazsak.

Bisikletime göz kulak olduğun için teşekkürler ^_^
-Ben gidip oynadım bir de bununla-

Burası da kaldığım yer ;


Her neyse. Yola çıktığımda MARMARİS 36 diyordu. Fakat yanlıştı. Başka bir tabelada Bozburun 40 diyordu ve internette de 40 km diyordu.


Bundan sonrası aynı zaten. Kızkumu-Orhaniye-Değirmenyanı-Ev.

En son fotoğrafımda Değirmenyanı girişinden,Marmaris'e kalan yolum.-Sonra fotoğraf çekmedim çünkü bilirsiniz işte,trafik-

Tabii bu nasıl başlık lan diyenler de vardır. O başlık benim bunu yaptığımı duyanların verdiği tepki. :)