Hayatından çıkanlara üzülüyordu. Halbuki ben bilirim bu duyguyu yakınımdır da çok buna. Çünkü her sene mutlaka birileri tarafından terk edilirim. Bu kimi zaman bir sevgili,kimi zaman en yakın dediğiniz arkadaştır. Sanırım bu sene arkadaşlarım terk edecek beni.
''Ben de çok terk edildim,bırakıldım,görmezden gelindim,boşver yapabileceğin bir şey yok alış bunlara''demek isterdim bir çırpıda lâkin diyemedim.
Çünkü o ağlıyordu ve ben buna karşılık ne yapabileceğimi bilemedim,yanımda olsaydı sıkıcı sarılırdım,acısı bana aksın diye. Uzun sıkı bir sarılma olurdu bu. Çünkü ağlamamalıydı benim hayatımdakiler,buna izin vermemeliydim/veremezdim.
Geçen sene beni de terk etmiş birisi şimdi onu terk ediyordu ''Bırakmayacağım'' demiş ona da... Tıpkı bana söylendiği gibi...
Hâlbuki en önce ''bırakmayacağını'' söyleyenler terk eder bu oyunu.
Dünyanın en güzel yalanıdır bu ''bırakmamak''...
Hâlâ inananlarının olması da çok hoş bana göre. İçimizde hâlen daha bir saflık kaldığının/kalacağının göstergesi.
Her insan ben gibi planlar kurmamalı ilişkilerinde. Kimi zaman saf kalabilmeli. Hoş benim de birkaç saf ilişkim var. Oynamadığım,yalan söylemediğim,gerçekten sevip,gerçekten önem verdiğim yahut karşı tarafın yalanlarıyla kirletmesine izin vermediğim.
Aslında bakarsınız aradığım şeyin bu ''planlardan kurtulmak'' olduğunu adım gibi biliyorum. Her ilişki (arkadaşlık,ilişki hepsi) öyle başlıyor aslında. Sonra büyüsünü bozuyorlar. Kendimi tam anlamıyla ortaya çıkartmaya karar vermişken okulunun çıkışında sana söylenen bir yalanı fark ediyorsun mesela..
Hayat garip tesadüflerle dolu. İsteyerek öğrenmedim zaten hiçbir kötü şeyi.
Arkadaşımda aynı durumu yaşıyordu,harab olmuş bir şekilde. Vazgeçmiş,gözyaşlarının akmasına,aktıkça daha da akmasına izin vermişti. Ağlamayı becerdiği için onu tebrik etmeliyim sanırım,ben bu özelliği 2010'da geçici,geçtiğimiz sene ise tamamiyle kaybettim. O ağlıyordu ve benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Çaresizlik anlarından biri yine. En sevmediğim hâldi bu geçtiğimiz yüzyılda.
Belki de aslında bunların hiçbiri değildi beni etkileyen.
Belki de o son,hıçkırıklara boğulmuş cümleydi acıtan icat ettiğim kırılmaz kalbi...*
''Sen de gitme... Gitmeyeceksin değil mi... Gitme nolursun.. gitme..''
''Sen de gitme... Gitmeyeceksin değil mi... Gitme nolursun.. gitme..''
Gidemem ki ben... Bir insan gidecekse/terk edecekse şayet bunu ölerek yapmalı.
Ruhen öldüğüm/öldürüldüğüm günden;ruhen,aklen,hissen öldüğünüz/öldürüldüğünüz günlere selamlarımla.
Toprağınız bol olsun.