Beklenmedik anda olan güzel olayları her zaman sevmişimdir, sanıyorum seni de hayatımda koyduğum yer tam olarak böyle bir yer. Hiç beklemeden olan ve de hep olmasını istediğim-dilediğim...
Niçin bilmiyorum ancak sana dair en ufak düşünce içimi kıpır kıpır ediyor, anlam veremediğim, kendimin dahi hala garip karşıladığı bir heyecan kaplıyor içimi.
Galiba "ben yandım selamet olsun diğerlerine"
Hem öyle ki;
Hiçbir eli böyle sıkıca tutmak istemedim, sanki kaçacak munzur küçük bir çocukmuşsuncasına elini hiç bırakmamak geçiyor içimden..
Gülüşüne sarılabilmek mümkün olsa idi şayet, dünya böyle bir sarılmayı daha önce hiç görmemiş olurdu...
Bu şehrin yağmurlarını sevdiğim gibi seviyorum seni, sağanak üşütebilecek, seni hasta edebilecek bir yağmuru sever gibi seviyorum..
Kar düşüp her yer bembeyaz olduğunda yine aklıma ilk sen geleceksin...
Güzel bir şiirin(Atilla İlhan -Aysel mesela) içerisindeki vurucu cümle gibi seviyorum seni, her şeye bakışımı değiştirebilecek gücünü...
Köprücük kemiğini izlemeyi seviyorum mesela, bir sanat eserini izler gibi...
Ikimizi birden üşütecek İstanbul rüzgarlarını seveceğim gibi seviyorum seni, özgürlüğün ve mutluluğun diğer adı oluşunu...
Uykuya dalarken düşenceni seviyorum mesela, insan dediğin ancak bu kadar huzurla uyuyabilir çünkü...
Rüyalarda görmeyi seviyorum mesela seni, özlem gidermenin en güzel yeri...
Ve en çok da, düşüncen ile uyanmayı seviyorum, her güne güzel bir umut oluşunu seviyorum.
19.12.2018 - Beşiktaş/Zincirlikuyu/Levent