21 Ekim 2012 Pazar

Uzun Hikaye

''Orası Uzun Hikaye be arkadaş!'' Türk filmelerinden çok nadiren etkilenen biri olarak bu repliği aklımdan çıkaramıyorum...
Tıpkı Dedemin İnsanları filmindeki ''Olsun,onlar da bizim insanımız'' diyen Çetin Tekindor'un canlandırdığı karakterin repliği gibi...




Kazındı aklıma. Belkide ilk defa sinema salonunda ağladığım için. Belki de uzun zamandan sonra ağladığım için. Ya da BELKİ DE güzel hayallere daldığım için.


Filmi izlerken zihnime hakim olan ikinci düşünce de,eski zamanın insanı olmaktı. Geçenlerde de bunu düşündüm ya zaten!

75'lerde ya da en geç 80'lerde doğmuş olsaydım da birçok rock müzik grubunun ilk albümlerini plaklardan dinleme şansını elde etseydim veya Kaybedenler Kulubü'nü bir filmde görüp çok beğenerek değilde,radyolar arasında gezinirken muhabbetini sevdiğim 'standart gecelerin' yoldaşları olarak atayacağım insanlar olarak tanısaydım. Trafiğin az olduğu günlerde yürüyerek halletseydim işlerimi. Ya da ''Bulgaryalı Ali'' gibi o trenden bu trene atlayıp sevdiğim insanla dolaşıp Uzun Hikaye'ler yazsaydım...


Farkına vardığım başka bir şey de Ushan Çakır'ın yer aldığı son iki filmde de kendimi tutamayıp ağlamış olmamdı. (Dedemin İnsanları ve Uzun Hikaye)

Dedemin İnsanları'nı annemle birlikte izlediğim için gözyaşlarımı tutmuştum. Tutmuştum lakin daha sonra içimde biriken acıdan uyuyamamıştım.

Uzun Hikaye'de öyle yapmadım,ağladım,koyverdim ama fayda etmedi. Yine içime dert oldu. Yine düşünceler aldı,yine korkular sardı etrafımı.

Buna ilaveten kalbim bir hüzünlenip bir mesud oluyor,saklamalı mı anlatmalı mı bilinmez ama, ORASI UZUN HİKAYE BE ARKADAŞ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder