30 Ocak 2016 Cumartesi

Hayat,Kadınlar ve Duble Rakıya

**Başlık,Instagrama attığım nüsha #1 ve #2yazılarına göndermedir**

23 Ocak 2016'da yaptığımız yayın o kadar plansız,o kadar düzensizdi ki "Yayını başlat" tuşuna basana dek yayında ne söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Ve ancak o kadar güzel olabilirdi yapılacak bir iş. Ömer ve Ertuğrul ile yaptığımız yayını gelişiminden itibaren her şey bir anda oldu. Art arda gelen iki telefonda karşı taraftaki iki farklı ses aynı istekle aramıştı: "İstanbul'dayım haydi yayın yapalım!" E yapalım anam dedik,iyi ki de dedik bence.

Yayını izler ya da aynı ekiple kurulmuş başka bir yayına denk gelirseniz nasıl bir düzensizlikten ve uçurtma misali ordan oraya savruluştan bahsettiğimi anlarsınız,neyse önemli olan bu değil; önemli olan neler konuştuğumuz,kendimize neler çıkardığımız.

  • Her zaman herkese karşı iyi olmanın bir anlamı yoktur,gerektiği yerde,hak edene hak ettiği gibi davranmak gerekir; bu kötü olmak anlamına gelse dâhi.
  • İkili ilişkilerde umursamayan taraf olmak,umursayan taraf olmaktan daha yararlı olabilir.(Umursuyor olsanız bile umursamıyor rolü yapmanız da caizdir :P )
  •  İnsanın üzülmesi gereken son konu sevgilisinden ayrılma durumudur. (Bknz: Dediğimi yap yaptığımı yapma)
  • Kafanızın içinden 'kaçmak,uzaklaşmak,gitmek,ayrılmak' fikirleri geçtiğinde bunun bir içgüdü olduğunu hatırlamalı ve içgüdülerinize güvenmelisiniz. Aksi halde 'keşke o anda onu yapsaydım,şunu yapsaydım' durumu söz konusu olacaktır.
  • Küfür edilmeyi hak eden herkese küfretmelisiniz,hatta mümkünse telefon açılabilir,yüzüne karşı edilebilir.
  • Her ince ruhlu adam bir şiir ezberleyebilmelidir.
  • Rakı; rakı içmenin adabını bilen adamlarla içilmelidir.
  • Sürprizler can sıkıcıdır. Ya da can sıkıcı olabilir.
  • Başlangıçları ve vedaları biz hiç sevmedik,siz de sevmeyin.
  • Kendinizi anlatmanıza hiç gerek yok,bırakın sizi karşınızdakiler keşfetsin,siz sadece yanlış anlaşıldığınız yerleri düzeltin. Zaten anlatsanız da anlatmasanız da yanlış anlaşılacaksınız.
  • İnsanların bir 'Deneme Süresi' ve ilişkilerin birer 'Son Kullanma Tarihi' olduğunu unutmayın.
  • Her zaman açık konuşun,dünyada yeterince mırın kırın eden,ne istediğini bilmeyen insan var;siz onlardan olmayın.
  • Ergenlik döneminizde kendinizi halka çok mâl etmeyin. Siz anlarsınız ne demek istediğimi,açmayacağım.
  • Evet/Hayır cevaplarınızda cevabınızı kendinizden emin söyleyin. Hayır'ları "Haaayır" diye uzatmayın,kürekle ağızınıza vurdurmayın!
  • Mutluyken;üzgün kafa için,üzgünken; mutlu kafa(ya da kafayla) için yazılmış şarkıları dinleyin.
  • Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmeyeceğini aklınızdan çıkarmayın. Mutsuzluğun da,mutluluğun da.
  • Bir insanın laneti olmayın,bir insanın 'lanetini' almayın,bir insanın lanetinin size bulaşmasına sizi 'taşıyıcı' konumuna getirmesine izin vermeyin. (Bknz.Virüs,mikrop taşıyıcılığı)
  • Rüzgarın bir anda tam tersten esebileceğini unutmayın.
  • Ve elbette: biz insanlar asla rüzgar olamayız ama; rüzgarın gemiyi batırıp batıramayacağına veya hasarın büyüyüp büyümeyeceğine biz karar verebiliriz. (Bilal'e anlatır gibi: Rüzgar:Hayat,gemi de sen,senin kişiliğin,düzenin,psikolojin)
Oldu o zaman,standartınız bol olsun!

17 Ocak 2016 Pazar

Hissizlik Anı

Dün akşamki yayında pekçok şey söyledim,yayında da söylediğim gibi; söylediklerimi yapın ama yaptığımı yapmayın. Söylediğim şeylerin pekçoğunu zaten uygulayamıyorum,içimde öyle bir öfke var ki bazen bunu anlatmakta güçlük çekiyorum,hatta çoğunlukla anlatamıyorum. Bazen küfürler ediyorum,yapana da sebep olana da,izin verene de kendime de herkese,ama ne oluyor sonunda? Hiçbir şey.
İnsan canının acısıyla pekçok şeyi söyleyebiliyor,hele de benim gibi içine kapanık durumda kalmak zorundaysa. Şu halde yapılacak en yararlı şey her şeyi yakıp yıkmak,ortalığı dağıtmak olsa gerek;gitmek,uzaklaşmak. Herkesin de söylediği bu ya...
Ama dinlemiyorum,öyle bir kalın kafalılığım var,kendi istediğimi yapıp ne olacaksa sonucunda "Ben yaptım,kendime yaptım" diyebilmeliyim.

Ve ben içinde bulunduğum savaştığım durumdan şunları öğrendim:

  • Sevmek asla sevilmeye bağlı değilmiş.
  • Sabır zorla kazanılan bir erdemmiş.
  • İnsan sevmek uğruna,o güzel duyguları yaşatmak için pekçok şeyi,sırtına saplanılan hançeri de,yüzüne vurulan cümleleri de görmezden gelebilirmiş.
  • Çok sevmek genelde kaybettirirmiş.
  • Karşındaki insanı değiştirmeye çalışmak boş bir uğraşmış.
  • Bir insanın sesini özlemek dünyanın en büyük özlemiymiş.
  • Ne olursa olsun,canını ne kadar yakarsa yaksın,gözyaşı öfkeni bastırabilirmiş.
  • İnsan "ben hiç ağlayamıyorum" dememeliymiş
  • Öfke ve alkol karışımıyla yayın yapılmamalı,konuşulmamalıymış.
  • "Daha kötü durumda olmak da vardı biliyorum ama şu anda hissedemiyorum ulan,yaşadığımı hissedemiyorum,uyandığım günün kıymetini bilemiyorum" demek de varmış.
  • İnsan yaşattığını elbet yaşarmış.
  • Haklı olmayı sevmiyormuşum
  • İnsan ağlayamayınca öfkelenir,öfkesini gözyaşına çevirip o öfkeden kurtulabilirmiş
  • Hiçbir kayıp kendini kaybetmek kadar ağır değilmiş
  • Alışmak,bağlanmak,sevmek de insana kötü şeyler hissettirebilirmiş
  • Konuşmanın anlamsız kalacağı anlar olabilirmiş
  • İnsan hiç unutmayacağı -ve tekrarlamayacağı- bir hata yapabilirmiş
  • Beklenmeliymiş
  • İnsanlar ilk şanslarında her zaman hata yaparmış,bu bir kuralmış
  • İntihar üzerine ciddi ciddi düşünülebilirmiş,ama işe yararlılığı asla olmayacakmış
  • "Hatrına" çok şey yapılabilir,katlanılabilirmiş
  • Sorunu görmezden gelmek,çözdüğünü zannetmek,o sorunla yüzleşip savaşmaktan her zaman daha kolaymış ve en popüler olan seçenekmiş
  • Duygusal dengenizin alt-üst olması sizi fiziksel olarak da çökertebilir,hasta edebilirmiş
  • İnsan uyumak isteyip de uyuyamayabilirmiş -hem de haftalarca-
  • Bazen kendinizi bir fotoğrafa sarılıp uyuyacak kadar çaresiz hissedebilirmişssiniz
  • Özlemenin gerçek anlamı çok ama çok başkaymış
  • İntikam üzerine düşünebilir fazla vakit harcanabilirmiş,ama bu iş asla bir şey getirmeyecek boş bir iştir
  • İnsan her şeye rağmen gülebilirmiş lâkin nasıl?
  • Kaçan fırsat büyük bir ukte,hep merak konusu olabilirmiş -ama bunu değiştirecek bir şey de yok-
  • İnsanlarla aranız her şeye rağmen düzeltilebilirmiş
  • Farklı yapsaydım ne olurdu sorusu boş bir soruymuş
  • Güçlü görünmeye çalışıp kendini rezil etmek de varmış(bknz. yayın)
Bazen ne yapacağını bilmediğinde oturup izlemek ve duruma göre hareket etmek ama asla ve asla hissettiğinin dışına çıkmamak en güzeliymiş çünkü elimizde bize ait olan ancak duygularımız var,onlara sıkı sıkı tutunmak en iyisi.

Allah standarttan ayırmasın,bol şans!