29 Ocak 2019 Salı

Müteessir


İnsanın içinden bir parça böyle sökülürmüş meğer. Kaç yıl sonra içimden ağlamak geliyor inan bilmiyorum. Ama bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden. Boğaziçi köprüsünden geçerken kaskın içine var gücümle bağırmak. Fotoğrafını çekmeyi planladığım manzaralara bile bakamıyorum, içimden öyle bir şey koptu gitti. Yine 46'ya kadar yazar mıyım, bilmiyorum... Ama uyuyamıyorum, panik atağım o akşamdan beri geçmiyor, artık kaç gündür panik atak yaşıyorum, şiddeti ne, geçmesi için bir şey yapayım mı,o mu bu mu ilgilenmiyorum. Bunun veya bir başka şeyin üzerine kafa yormuyorum. Evde bir türlü yalnız kalıp kendime odaklanamadım. Ama hep başkasına yardım ediyorum. "Kendisi yardıma ihtiyaç duyan başkalarına daha çok yardım ediyormuş" öyleymiş ya sahiden. 

            Her kalp atışı nefesimi kesiyor gibi oluyor, psikoloji gerçekten çok ilginç bir şey;
Doktora gittim sonunda, ya dedim ben nefes alıyorum ama sanki kendime işkence ediyorum, nefes aldıkça nefesim kesiliyor burada bir gariplik var. Şüphe edilecek ne varsa her şeye bakıldı, ilk kez bir hastalık bekledim testlerden. Ama ne gariptir ki, her şey 'yolunda' imiş...
O an anladım işte, önemsiz hissediyor olmak, kırılmış olmak ve 'o kadar da' sevilmemek -miş meselem. 

"Yüzünü hafifçe kaldırsaydı, o güzel gökyüzü ikiye ayrılırdı."

Bana ne dediler biliyor musun, çok büyük bir travma/şok/kaza ya da üzüntü yaşadıysan bir destek almanda fayda var, ruhsal anlamda kötü olmak eninde sonunda vücut olarak da kötü olmaya gidebilir. Panik atak krizlerini stres ve üzüntüden kendine armağan etmiş bir kişiye söylendi bu cümle. Sonrasında çok güldüm. 
Çok büyük üzüntü, sıfatlandırmaya bakar mısın? Kime göre peki? Sana göre öyle mi? Aileme göre öyle mi? Arkadaşlarıma? Benden başka kimseye büyük değil ve olmayacağını/olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu biliyorum. 

"Ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. Sadece müteessirdim. Bunun böyle olmaması lazımdı diyordum. Demek ki beni bir türlü sevemiyordu. Hakkı vardı. Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti."  -Sabahattin Ali

Kendime dair fark ettiğim çok şey vardı ne garip. Tek tek hepsini yazmak da geldi içimden ama vazgeçtim. Çünkü bu hep böyleydi (ve böyledir), benim için önemli olan şeyler başkası için önemli olmadı ki hiç, yine de alışamadım bu duruma. Seninle ilgili şeyler bana hep çok önemliydi. Eksiklerin, hataların bile. Birlikte çocuk olacağımız onlarca şey vardı deftere yazdığım, çok düşününce fark ettim (ki fark ettiğimi söyleyeceğim tek şey bu olacak bana dair) benim içimdeki çocuk senin için, seninle 'çocukluk' yaşamak için tutunmuş içime bunca sene. Herkes gerçekten öldürürmüş sevdiğini. Kimi hayal kurma cesaretini söküp alırmış, senin bile varlığını unuttuğun o iyi seni sana hem hatırlatır hem de toz duman edermiş orada tutunan ruhunu. 

"Bana sorma nasılsın nedir diye 
Bi tek bizi mi zehirledi belediye 
Söyle niçin, niçin, niçin yanıyo içim "
  
29GeceOcakİkibinOnDokuz 02:45-03:59


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder